Erol Bilecik


İşlem Durum Simge - Process Status Icon
Popup Close
Erol Bilecik
Erol Bilecik Biyografi

TÜSİAD

Basın Bültenleri


TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik Swissotel’de “Cisco Connect” toplantısına katılarak bir konuşma gerçekleştirdi





Değerli Katılımcılar, Sevgili Dostlar,

Şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

TÜSİAD başkanı olarak katıldığım ilk etkinlik olması dolayısıyla özel bir anlam taşıyan bu güzel toplantıda sizlerle bir arada olmaktan mutluluk duyuyorum. Kendimi evimde gibi hissediyorum.

Malumunuz TÜSİAD, 600 üyesi ve temsil ettiği 4000’i aşkın kurum ile Türkiye’nin, gönüllü en büyük iş dünyası temsil örgütü. Brüksel, Washington, Paris, Berlin, Londra ve Pekin olmak üzere dünya gündemini belirleyen her noktada temsil gücümüz var. Avrupa iş dünyasının çatı örgütü BUSINESSEUROPE, OECD nezdindeki iş ve sanayi dünyasını temsil eden kuruluş olan BIAC, B20 ve Global Compact gibi uluslararası platformlarda da iş dünyasını temsil ediyoruz, buralarda yapılan çalışmaları Türkiye’ye taşıyoruz.

Yurt içi ve yurt dışında işbirliği yaptığımız akademi ve düşünce kuruluşları ile görüşlerimizi araştırmalarla destekliyoruz. Tüm bu çalışmalarla sorunları doğru tespit etmeye, yapıcı ve kalıcı çözüm önerileri sunmaya özen gösteriyoruz.

Bu bağlamda, dünya gündeminde giderek daha fazla yer bulan “teknoloji ve dijitalleşme” konularını özel bir önemle ele alıyoruz.

Giderek dijitalleşen dünyanın hızını yakalamak kolay değil. Bireysel anlamda baktığınızda günümüzde yaklaşık 3,4 milyar internet kullanıcısı, 3,8 milyar mobil kullanıcı ve 2,3 milyar sosyal medya kullanıcısının varlığı söz konusu . 2020 yılında mobil kullanıcı sayısının 5,5 milyara ulaşması ve bunun dünyada elektrik ve temiz suya ulaşabilen veya araba sahibi insan sayısından daha fazla olması öngörülüyor.

İş dünyasına baktığımızda da; sağlıktan finansa, enerjiden gıdaya tüm sektörlerin iş yapış biçimlerinin değiştiğini görüyoruz. Var olan endüstriler baştan aşağı yeniden tanımlanırken, daha önce var olmayan yepyeni endüstriler doğuyor.

Dünya Ekonomik Forumu’nun bir çalışması , hayatımıza giren yeni teknolojilerinden en çok hangilerinin iş modellerini dönüştürdüğü hakkında ipuçları veriyor. Çalışmaya göre nesnelerin interneti, ileri üretim teknolojileri, 3 boyutlu baskı, yeni enerji kaynakları iş yapış biçimlerini dönüştürmeye başladı bile. 2018-2020 döneminde ise ileri robotik ve otonom ulaşım, yapay zeka, biyoteknoloji ve genomiksin etkisini yaşayacağımız öngörülüyor.

Dünyada bu alanda ciddi bir rekabet de var. Örneğin, Avrupa’nın küresel rakipleri ile arasındaki mesafenin kapanması için dijitalleşmeye kritik bir rol biçiliyor. Sanayi süreçlerinde etkinliği artıran bulut servisleri ve veri analitiğinin yanı sıra akıllı bağlantılı makinelerin 2030 yılı itibariyle Avrupa’nın GDP’sine 2000 milyar avroyu aşan katkı yapması bekleniyor .

Tüm bunlar aslında, ne kadar ezberbozan bir dönüşüm yaşadığımızın ve yaşamaya devam edeceğimizin de göstergesi.

Bu süreçte sanayinin, ihtiyaç duyduğu değişimlere cevap verilebilmesinde dijitalleşme belirleyici rol oynamakta. Bugün, Dördüncü Sanayi Devriminin başlangıç evresindeyiz. Sanayi 4.0 diye adlandırdığımız bu devrim, hammaddeden satış sonrası hizmetlere kadar uzanan bir değer zinciri bakış açısıyla ve rekabetin yeni göstergeleri üzerinden politika geliştirme şeklinde kendini gösteriyor.

Geçtiğimiz yıl TÜSİAD olarak BCG işbirliğiyle Sanayi 4.0 raporumuzu kamuoyu ile paylaşarak, verimlilik, büyüme ve istihdam konularında sağlayacağı potansiyel fayda ve maliyetleri sektörel ve sayısal değerlendirmelerle ortaya koymuş olduk. Bunlardan bir-ikisini burada çok kısaca tekrar paylaşmak isterim. Sanayi 4.0’ın başarılı bir şekilde uygulanmasıyla, Türkiye’deki üretim sektörlerinin verimliliğinde 50 milyar TL’ye varabilecek bir fayda kaydedilmesi potansiyeli mevcuttur. Büyüme konusunda; Sanayi 4.0 çevresinde oluşacak ekonomi yoluyla kazanılacak rekabet avantajının, sanayi üretiminde yıllık yaklaşık % 3’e kadar ulaşabilecek bir artışı tetiklemesi beklenmektedir.

Sayın Konuklar,

Dijitalleşme aynı zamanda - Şirketin sağlıklı ve hızlı karar alması, - Hatasız ve şeffaf yönetim değerlerine ulaşmak, - Global oyuncu olabilme hedefi, - Sonuç odaklı olabilmek, - Sürdürülebilir ve karlı bir operasyona sahip olma, - Çalışanları tarafından beğenilen bir şirket olma, - Daha rekabetçi olabilmek için kaçınılmaz bir zorunluluk .

Peki ülkemiz ve sektörlerimiz boyutunda faydalarından söz ettiğimiz dijital dönüşümü nasıl yakalayabiliriz?

Yeniliklerin getirdiği fırsatları değerlendirebilecek bilgi ve öngörüye, gerekli adımları atabilecek çevikliğe sahip olduğumuz ölçüde, dijitalleşmenin açtığı fırsatlardan yararlanabileceğiz.

Şirketlerimizde güçlü ve kapsayıcı bir dijital stratejinin oluşturulması kritik öneme sahip. Dijital teknolojilerin şirketin kendi iş modelleri üzerindeki etkilerinin, fırsatların ve yol haritalarının belirlenmesi gerekiyor.

Bu noktada liderlik devreye giriyor. Dijitalleşme, kurum liderlerinin vizyonlarının ayrılmaz bir parçası olmalı. Dijital dönüşümü önceliklendiren liderler, kurumlarındaki dijitalleşme girişimlerini oyunun seyrini değiştiren bir harekete dönüştürebilirler.

Artık CEO ve CIO görev tanımları ve profili de değişiyor. CEO’lar teknoloji bilgisi de olan, dijital ortamda var olan, bir anlamda dijitalleşmiş CEO’lar olmalı. CIO’lar da altyapı yönetimi ve teknik konulardansa, iş süreci ve iş modellerinin dönüşümüne odaklanmalı .

Hangi sektörde olursa olsun bu konuda kurum liderlerindeki farkındalığın yükselmeye başladığını gözlemliyoruz. Geçtiğimiz yıl TÜSİAD, Samsung, Deloitte ve GfK işbirliği ile yapılan, dijital değişimi CEO’ların gözünden ele alan araştırmada bu bulguya ulaşmıştık. Elbette, kurumların dijital olgunluk düzeyi, dijitale yapılan yatırımlar, dijital kanallardan elde edilen ciro, dijital süreçten sorumlu üst düzey yönetici atanması gibi bileşenler bakımından, önümüzde halen kat edilecek çok önemli bir mesafe var. Bu da aynı araştırmanın hepimizi uyaran bir başka bulgusuydu .

Sayın Konuklar,

Dijital dönüşüm ve Sanayi 4.0 atılımının önde gelen dayanaklarından birisi, hiç şüphesiz, nitelikli insan kaynağı olacak. Meslekler giderek daha fazla beceri gerektirecek bir dönüşüm içinde. Dünya Ekonomik Forumu’nun bir çalışmasına göre, 2020 yılı itibariyle gerekli görülecek becerilerin en az üçte biri, bugün henüz talep edilmeyen becerilerden oluşacak.

Bu nedenle yeni kuşaklara katma değeri yüksek beceriler kazandırılması kritik önem taşıyor. Bu becerilerin başında ise, bugünün ve geleceğin bilimsel ve teknolojik gelişmelerinin temelini oluşturan “STEM” yani fen, teknoloji, matematik, mühendislik geliyor. Dünyada bu dört disiplinin “birbiriyle bağlantılı şekilde” ele alındığı eğitim yaklaşımı öne çıkıyor ve artık bu disiplinlere sanat da ekleniyor.

Değerli konuklar,

Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda, bilişim sektörünün 160 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşması hedeflenmekte. Türkiye’nin 2023 hedeflerini yakalayacak gerekli büyümeyi sağlaması için bilişim sektörünün, büyüme stratejisinin ayrılmaz bir parçası olması önemlidir.

Tüm alanları yatay kesen bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda bütüncül bir yaklaşım sergilenmesi, hem bilişim sektörünü geliştirecek hem de yatay kestiği sektörlerde katma değerin yükselmesine, büyümeye ve istihdama katkı sağlayacaktır.

Türkiye’nin orta ve yüksek teknolojili bir üretim yapısına ulaşmasına, yazılım ve servis sektörü önemli katkı sağlayabilir. Yazılım firmalarının niteliklerinin geliştirilmesi ve büyüyebilmeleri, ihracat yapar noktaya gelmeleri ve özgün yazılımlar üretebilmeleri için, bu sektörün çeşitli mekanizmalarla desteklenmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.

Yabancı teknoloji firmalarının yatırımlarının Türkiye’ye çekilmesi ile Türkiye teknolojik ürünlerin üretiminde bir üs haline gelebilecektir diye öngörüyoruz.
Birçok sektörü yatay kesen bilgi teknolojileri ve dijitalleşmenin çeşitli yönlerinin, çeşitli bakanlıkların sorumluluk alanına girdiği hepimizin malumudur. Konunun üst düzeyde sahiplenilmesi sektörün gelişimine önemli katkı sağlayacaktır. Bu anlamda, kamuda koordinasyonu en etkili şekilde yapacak ve özel sektör ve STK katılımcılığını sağlayacak bir kurul veya yapının geliştirilmesini önemli görüyoruz. Bu yönde TÜSİAD olarak her türlü çalışma ve desteği memnuniyetle sunmak isteriz.

Sözlerime son verirken, Cisco Türkiye’ye dijital dönüşüm gibi geniş bir konuyu tüm boyutlarıyla ele alan bu zengin organizasyonu düzenlediği için teşekkür ediyorum. Konferansın geleceğe hazır olmanın ipuçlarını arayan hepimiz için faydalı olmasını diliyorum.






Longplay Dijital Ajans Hizmetleri