Erol Bilecik


İşlem Durum Simge - Process Status Icon
Popup Close
Erol Bilecik
Erol Bilecik Biyografi

TÜSİAD

Konuşmalarım


İMSAD 8. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi - “Geleceğe Yatırım: Dijital Dönüşüm”, 26.10.2017





Sayın Bakanım, Değerli Konuklar,

Sizleri şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bugün, bu önemli etkinlikte sizlerle bir arada bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. İMSAD Başkanı Sn. Ferdi Erdoğan ve değerli yönetim kurulu üyelerine nazik davetleri için teşekkürlerimi sunuyorum.

Sevgili Dostlar,

Geleceğimizi inşa ederken her zamankinden daha sağlam temelleri gözetmeliyiz. Yaşadığımız zorlu günlerde bir yandan gündemin sorunlarına çözüm geliştirirken, diğer yandan ileriye dönük vizyonumuzu kararlılıkla sürdürmeliyiz. Bu noktada da iş dünyasının direncini yüksek tutmasını ve uzun vadeli perspektifini korumasını elzem görüyorum. İMSAD’ın bu zirve için seçtiği temanın da vizyonumuza odaklanmada önemli katkı sağlayacağına inancım yüksek.

Değerli Dostlar,

TÜSİAD Başkanlığı sorumluluğumla çoğu zaman benden değinmem istenen konuların önemli bir bölümünü dijital dönüşüm oluşturuyor. Bunda kişisel olarak konuya yakınlığım kadar TÜSİAD’ın son birkaç yıldır bu konuya güçlü bir şekilde vurgu yapması en büyük unsurdur. Çok çeşitli konferanslar, TÜSİAD olarak bu konuya neden bu kadar önem verdiğimizi  ifade etmemize fırsat tanıyor. Bugün de bize inşaat sektörü perspektifinden çok boyutlu bir çerçeve ile konuya değinme fırsatı verdiğiniz için teşekkürlerimi sunuyorum.

Sevgili Dostlar,

En son açıklanan büyüme rakamlarından ülke olarak çok memnun olduk. Son 2 çeyrekte Türkiye ekonomisinin yüzde 5'lik bir büyümeyi yakaladığı görülüyor. Ama asıl önemli olan bu ivmenin sürekliliğinin sağlanması. Bunun için de büyümenin alt kırılımlarına bakmalı ve doğru okumalıyız. Bu büyümenin önemli bileşenleri güçlü tüketim ve yatırım harcamalarındaki önemli artış idi. Bu artışta da, uzun çeyreklerdir süregelen gayrimenkul yatırımları önemli yer tuttu (Gayrimenkul yatırımları yılın ilk yarısında %20 civarında bir artış gösterdi; 2.çeyrekte bu oran bir miktar daha yukarıda, %25 civarında). Ancak makine teçhizat yatırımları kalemine baktığımızda son 4 çeyrektir bir azalma olduğunu görüyoruz. Üretim kapasitemizi ve verimliliğimizi artırabilecek yatırımlarda maalesef düşüş var.

Bu noktada her sektörün kendi penceresinden durum değerlendirmesi yapması gerekiyor. İş dünyasının küresel rekabet gücünü de gözeterek yatırım planlamalarını katma değeri yüksek ürün ve üretim modeline getirecek şekilde yapması günümüzde son derece kritik.

Bu noktada da yatırım ortamlarının iyileştirilmesi ve iş dünyasının yatırım iştahının yüksek tutulmasında kuşkusuz kamunun önemli bir itici rolü var. Özellikle sanayi yatırımları açısından iş dünyasının ihtiyaç duyduğu uzun vadeli, minimum 5-10 yıllık perspektifine cevap verecek politika çerçevesinin sunulması gerekiyor.

Değerli Konuklar,

Artık yeni ve çok farklı bir dünya düzenine doğru gidiyoruz. Yeni düzenin kodları; yaşarken, kullanırken ve üretirken daha az kaynak tüketmek, daha çok çevre dostu olmak, bireysel tercihlere daha hızla cevap vermektir.

Biz de TÜSİAD olarak, bu yeni politika vizyonunun dijital dönüşüm ve döngüsel ekonomi olması gerektiği yönündeki anlayışımızı kararlılıkla dile getiriyoruz. Çalışmalarımızın merceğini bu iki unsur oluşturuyor. 11.Kalkınma Planı hazırlıklarının tüm alanlarda bu anlayışın içselleştirilmesi için önemli bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sektörün iki yapısal kısıtı olan yüksek miktarda kaynak kullanımı ve düşük Ar-Ge yoğunluğunun çözümünde de bu anlayışın içselleştirilmesi ciddi katkı sağlayacaktır.

Değerli Konuklar,

Artık bireysel tercihler “bilgi”nin sınır tanımayan özelliği ile çok talepkar. Yıkıcı inovasyon da rekabetin kurallarını, artık “an”larla ölçtüğümüz bir hızda değiştiriyor. Bu dönüşümün en temel belirleyicisi ise dijital dünyanın oyuncularından geliyor. Dijital yaratıcılık rüzgarı, her alanı, her sektörü etkisi altına almış durumda. Buna hiçbir ekonominin,  iş dünyasının hiçbir aktörünün karşı koyma lüksü de yok.  

Değerli Dostlar,

Değişimden korkmak yerine ilk adımı atmak yeterlidir. Gerisi kendiliğinden gelir. Şimdi sizlere bir olumsuz haberim var. Fakat bu haber aynı zamanda bir fırsatında işareti! McKinsey’in sanayi dijitalleşme endeksi inşaat endüstrisini en az dijitalleşen endüstriler arasında gösteriyor. Ancak bu; sektörün dijitalleşme potansiyeli olmadığı anlamına gelmiyor.

Planlama, projelendirme süreçlerinden inşaat malzemelerine kadar çok geniş bir alanda etkileşim olacağını görüyoruz.

  • Yeni jenerasyon 5D Yapı Bilgi Modellemesi (BIM-Building Information Modelling) daha kapsamlı bir proje planlamasını mümkün kılıyor; tüm paydaşların eş zamanlı projenin fiziki ve fonksiyonel karakteristiklerini maliyet ve zamanlama ile birlikte değerlendirmesine imkan sağlıyor.
  • Öte yandan, bir firma yaklaşık 607 bin m2 lik bir alanı 30 dakika içinde tarayabilen ve milyonlarca veri noktasını 3D modele aktarabilen bir drone’u kamuoyuna sunuyor.
  • Giyilebilir artırılmış gerçeklik teknikleri, yakın alan iletişim teknolojisi, güvenlik ve verimlilik artışı için sektöre önemli fırsatlar sunuyor.
  • Sensörler, yazılım tanımlı izleme hizmetleri IOT’yi sektörün içine taşıyor.
  • Kendini onaran betonlar, nanomateryaller, 3D printing sektörün bu dönüşümle yakaladığı diğer fırsatlar arasında yer alıyor.

Bir başka açıdan baktığımızda, “İnşaat 4.0”’ın -dijital veri, otomasyon ve bağlanırlık unsurları, değer zincirindeki tüm aktörler için -satın almadan lojistiğe, üretimden depolamaya- verimlilik artırıcı potansiyelin ipuçlarını veriyor.

Değerli Dostlar,

Ülkemiz “ilginç” bir coğrafyada yer alıyor. Doğal güzelliklerini kelimelerle ifade etmekte her zaman yetersiz kalıyoruz. Ama maalesef bir o kadar da kaynak yoksunuyuz. Kalkınmanın gerektirdiği yatırım ihtiyacı büyük. Suyumuz çok kıymetli; enerji kaynakları itibarıyla dışarıya bağımlıyız. Büyük bir nüfusa hizmet götürmemiz gerekiyor. Bu nedenlerle doğal ve mali kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanarak süreci yönetmemiz; sürdürülebilir büyüme odaklı politikaların rehberliğiyle hareket etmemiz çok kritik önemde.

Bizler sürdürülebilirliğin ne kadar kıymetli olduğunu çok uzun bir süredir dile getiriyoruz. 2012 yılında TÜSİAD ve İMSAD olarak UNG (Ulusal Nanoteknoloji Girişimi) ile birlikte hazırladığımız “İnşaat Sektöründe Sürdürülebilirlik Yeşil Binalar ve Nanoteknoloji Stratejileri” çalışması bu ileri görüşlü vizyonun bir ürünü.

Bundan 5 yıl önce inşaat sektörünün “yüksek katma değerli ve inovatif çözümler üreten” bir sektöre dönüşmesi yönünde ortaya koyduğumuz perspektif önemini ve geçerliliğini bugün aynı derecede koruyor.

İMSAD üyeleri olarak sizler son dönemdeki büyümenin de önemli bir dinamosu olan gayrimenkul yatırımlarının merkezindesiniz. Sektörün yarattığı katma değerin artırılmasında, bilgi-yoğun çözümlerle küresel rekabet gücünün korunmasında ise kilit konumdasınız.

Buradaki anahtarın ise kaynak kullanımında, üretimde ve tüketimde verimlilik artırıcı  teknolojiler olduğuna inanıyorum. Daha yenilikçi, standartları yüksek ürün ve malzemelerin üretilmesi, kullanımı ve yaygınlaştırılması artık ülkemiz için bir lüks olarak görülmemeli.

Orta Vadeli Program’da da buna hizmet edecek tedbirleri görmekten memnuniyet duyuyorum. Bu tedbirlerin etkili uygulanmasına yönelik mekanizmaların sağlıklı bir şekilde oluşturulmasını; sizlerin hali hazırda gösterdiğiniz yoğun çabalarınıza desteğin hızla sağlanmasını ümit ediyorum.

Değerli Dostlarım,

TÜSİAD olarak teknoloji ve inovasyonun önemine hep inandık ve son yıllarda dijital dönüşüm referansını daha sıklıkla yapıyoruz. Dijital Dönüşüm ve Sanayi 4.0 konularını, ülke gündeminde üst sıralara taşımakta ısrarlıyız.

Çünkü; kalkınma yarışında sıçrama yapan ülkelere baktığımızda, bu başarının bilgiye ve yüksek teknolojiye yatırım yapan sanayi sektörü ile tetiklendiğini görüyoruz. Türkiye ise kritik bir eşikte. Rekabet gücümüzü, ürünlerimizin katma değerini ve üretim teknolojilerimizi hızla üst seviyelere çıkararak koruyabiliriz. Bunun için de dijital teknolojilerin ürün ve üretim ögelerimiz içindeki payının artırılması artık kaçınılmaz bir ihtiyaç.

Ancak bu yönde kaydedeceğimiz gelişme ile bu kritik eşiği -orta teknoloji tuzağını- aşabiliriz. Tabi ki hep dile getirdiğimiz gibi bu sürecin başarısı için Ar-Ge, eğitim, insan kaynağı, istihdam politikası gibi bileşenleri de eş zamanlı olarak ele almalıyız.

Değerli Dostlar,

Yapılan bazı çalışmalarda, sanayi süreçlerinde dijitalleşmenin 2030 yılı itibariyle Avrupa’nın GDP’sine 2 trilyon avroyu aşan katkı yapması bekleniyor. McKinsey Global Institute tahminleri küresel düzeyde altyapı için 2030 yılına kadar 57 trilyon dolarlık bir harcama öngörüyor.  Bu rakamlar küresel düzeyde rekabet yarışında olan hiçbir ekonominin göz ardı edemeyeceği bir fırsatı ortaya koyuyor.

Türkiye’nin coğrafi konumu ve sahip olduğumuz ucuz işgücü gibi avantajlarımız ise maalesef yakın gelecekte bu rekabet için yeterli olmayacak! 21. yüzyılın ilk çeyreğini de bu kritik dijital dönüşüm yolculuğunun en önemli virajı olarak görüyorum. Yeni nesli bu sürece hazırlayacak altyapıyı oluşturmak için kaybedecek zamanımız olmadığını düşünüyorum. Geleceğe iyi hazırlanmak için dijital dönüşümle gelen değişime bir an evvel adapte olmalıyız.

Çünkü; Darwin’in sözleriyle: “Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan. Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan.” Küresel rekabette hayatta kalmak için bu anlayışla hareket etmemiz gerekiyor.

Değerli Konuklar,

Bizim en büyük avantajımız, Türk iş dünyasının yenilikçilik anlayışıdır. Aynı zamanda genç, dinamik, değişime açık Türk toplumunun yeni teknolojilere ve değişime uyum sağlama iştahı ve gücüdür.  Unutmayın; değişim için en iyi zaman, şimdiki zamandır. Bu önemli etkinliğin, inşaat sektörünün dijitalleşme süreçlerine katkı sağlaması temennisiyle sizlere bir kez daha teşekkür ediyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.






Longplay Dijital Ajans Hizmetleri