Erol Bilecik


İşlem Durum Simge - Process Status Icon
Popup Close
Erol Bilecik
Erol Bilecik Biyografi

TÜSİAD

Konuşmalarım


Ekonomist Dergisi "40 Yaş Altı En Güçlü 40 Lider" Ödül Töreni, 25.07.2018





Değerli Genç Yönetici Arkadaşlarım, Değerli Konuklar ve Değerli Basın Mensupları,

Sizi, şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bugün, bu anlamlı ödül töreninde sizlerle bir arada olmaktan memnuniyet duyuyorum. Öncelikle, “Türkiye’nin 40 Yaş Altı, En Güçlü 40 Lideri” sıralamasında yer alan siz değerli genç arkadaşlarımı yürekten tebrik ediyorum ve başarılarınızın devamını diliyorum.

Değerli Arkadaşlar,

“Mevsim normallerinin üzerinde” deyişini, eskiden sadece kavurucu yaz sıcakları için kullanırdık. Malumunuz bu yaz, sadece hava sıcaklığı değil; dünyada ve Türkiye’de siyasi, ekonomik ve toplumsal gündemin sıcaklığı da mevsim normallerinin hayli üzerinde.

Yaklaşık iki hafta önce, böyle sıcak bir günde, Ekonomist dergisine bakarken, “Genç CEO’lar” haberine rastladım. Gündemin sıcaklığında, başarı hikayelerinizi okumaktan daha ferahlatıcı bir şey olamazdı. Bugün bu salonda sizleri görünce, daha da emin olduğum bir şey var; Türk iş dünyasının ve Türkiye ekonomisinin hararetini, sizler gidereceksiniz. Kısaca, memleketin havası size emanet!

Sevgili Arkadaşlar,

Bana göre genç olmak, sadece yaş ile ilgili bir mevzu değildir. Önünüzde yapacak daha çok işiniz, gerçekleştirecek daha çok hayaliniz olduğu sürece gençsinizdir. Mesele yaş meselesi değildir; çalışma ve üretme meselesidir.

Aranızda bilenler vardır; ben kardeşlik ve hoşgörü şehri olan Antakya’da doğdum ve büyüdüm. Lisenin ilk dönemlerinde mühendis olmayı hayal ettim ve hayallerimin peşinden İstanbul’a geldim. İTÜ’de o dönemin en yeni mesleklerinden biri olan bilgisayar mühendisliği eğitimi aldım ve bu alanda Türkiye’nin ilk mezunlarından biri olarak hayata atıldım. İş hayatına kurumsal bir şirkette başladım ama bilirsiniz biz toplum olarak kendi işini kurmaya meraklı insanlarız. Ben de kısa bir süre sonra girişimciliğe geçiş yaptım ve kendi şirketimi kurdum.

Bugün geriye dönüp bakınca şunu söyleyebilirim; sıfır noktasındaki bir hayalin hayata geçtiğini görmek inanın müthiş bir haz. Eminim sizler de kendi hayallerinizi gerçekleştirecek, bugünkü gibi daha nice büyük başarılara imza atacaksınız.

Ben, Antakya’da kurmaya başladığım hayallerimi,  neredeyse 37 yıldır İstanbul’da gerçekleştiriyorum. Diyebilirim ki; ömrümün hemen hemen içte ikisi o hayalleri yeşertmekle geçti. Bundan sonra da böyle devam edecek J Dolayısıyla benim hikayem, “2 şehir, sayısız hayal,  1 hayat “ diye özetlenebilir. 

Aradaki hayallerin sayısı arttıkça, eldeki 1 hayatın hakkını veriyorsunuz. 

Size de önerim budur: Hayal kurun! Hayalleriniz en çok Türkiye ile ilgili olsun. İnanıyorum ki bu ülke için hep birlikte, yapacağımız daha çok  şey var. Başarılarınızla şimdiden Türk iş dünyasının dinamiklerini değiştirdiğinizi görüyorum. Ve şundan eminim; sizler, yarattığınız bu güçlü değişim rüzgarıyla daha çok ezber bozacaksınız.

Sevgili Arkadaşlar,

Yeni bir çağın içindeyiz: Teknoloji ve dijital dönüşüm çağı. TÜSİAD olarak biz, Türkiye’nin çağa uygun, yeni kalkınma hikayesinin, “Sanayinin Dijital Dönüşümü” üzerinden yazılacağına inanıyoruz. Siz genç yöneticiler, Türkiye’nin dijital rekabetteki en büyük kozusunuz. Sizin enerjinizle, Türkiye’de dijital dönüşümün ayak sesleri daha da yükselecek ve ülkemiz değişimde daha hızlı yol alacak.

Sağlam bir altyapıya dayalı ekonomiler, kolay kolay sarsılmaz. Türkiye’nin bugün demokrasi, insan hakları, hukuk, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplumsal uzlaşma, eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği ve dış ilişkiler alanlarında alt yapı sorunları vardır. Bu sorunların çözümü için ülkemizin düşünen, fikir yürüten ve sorun çözen insanlara ihtiyacı var.

İyi bir yönetici olmak, sadece şirketlerinizi değil, ülkenizi ileri götürmeyi hedeflemektir. Sorunlarımızı, enerjinizle, heyecanınızla, olaylara ve dünyaya güncel bakış açınızla sizler çözüme götüreceksiniz. 

Şunun altını çizmek isterim: Türkiye’yi dünya siyaseti ve ekonomisinde etkili kılan en büyük güç kaynakları her zaman demokrasi, insan hakları, hukuk devleti ve özgürlükler olmuştur.

Türkiye’nin geleceği için çok önemli bir seçim dönemini geride bıraktık. Şimdi artık, toplumsal uzlaşma içinde reform zamanıdır. 

Bir an evvel, ekonomimizin sorunlarını gidermek için kollarımızı sıvamalıyız. Güçlü bir ekonomi için ayakları yere sağlam basan politikalara ve somut reform adımlarına ihtiyacımız var.

TÜSİAD olarak gündeme getirdiğimiz acil reform alanlarını sizinle paylaşmak isterim:

  • Hukuk devletinin ve özgürlüklerin en ileri demokrasiler düzeyinde tesisi;
  • Türkiye’nin en önemli küresel güçlerinden birinin insan kaynakları olduğunun bilinciyle ve toplumsal uzlaşma içinde hazırlanacak köklü bir eğitim reformu;
  • 4. Sanayi Devrimi’nin temeli olan dijital dönüşüme ve doğayla uyumlu nitelikli büyümeye uygun bir kalkınma anlayışı;
  • Uluslararası rekabet gücümüz ve dünyanın bütün bölgelerine yönelik etkimiz açısından elzem olan Avrupa Birliği’ne uyum sürecinin hızlanması.

Bu kritik alanlarda gereken reformları yaparsak, güçlü bir gelecek için uygun iklimi yaratırız.

Sevgili Arkadaşlar,

Özellikle ekonomide önemli başarıların ardından son derece hassas bir dönemin içerisine girmiş durumdayız.

Türkiye ekonomisi, 2009 krizinden bu yana son 9 yıldır kesintisiz olarak büyümeyi başarmış durumdadır. Aynı dönemde başta hizmet sektörü olmak üzere önemli ölçüde istihdam da yaratıldı. Ancak; bunları sağlarken önemli ölçüde finansal risk de biriktirdik.

Enflasyon %15,4 ile son derece kritik bir noktaya geldi. Bu artış kontrol edilemezse Türkiye’nin uzun vadeli borçlanma maliyetlerinin düşürülmesi mümkün olmayacağı gibi, uzun vadeli yatırım ve tasarruf davranışlarında da kalıcı bozulmalara neden olabilir.

Halihazırda özel sektörün döviz cinsinden yüklü miktarda borçlu olmasının nedeni, uzun vadeli TL fonlama imkanının olmayışıdır. Yüksek enflasyon, vadelerin uzamasının, fonlama maliyetlerinin düşmesinin önündeki en büyük engeldir. Kur riski, yatırım yapan, elini taşın altına sokup risk alan özel sektörün üzerinde ciddi bir kırılganlık yaratmaktadır.

Bu nedenle önümüzdeki dönemde enflasyonla mücadele ve finansal istikrar öncelik olmalıdır. Ekonomide dengeleri bütüncül olarak sağlayacak yeni ve kapsamlı bir programa ihtiyaç vardır.

Bu programın 3 temel ayağı şunlar olmalıdır:

  1. Finansal istikrarın sağlanması
  2. Yapısal reformlar ile ekonomide yapısal dönüşümün sağlanması
  3. Küresel ilişkilerin iyileştirilmesi

Ekonomimizi, dış ilişkilerimizden bağımsız yorumlayamayız. Dış dünya ile ilişkilerimiz pek çok açıdan ekonomimizi etkiliyor. Türkiye’ye yönelik dış dünyadaki algı maalesef son yıllarda yaşanılan pek çok olumsuz gelişme nedeniyle geriledi.

Başta AB ile olan ilişkilerimiz olmak üzere dış ilişkilerimizi ne kadar iyileştirirsek, ticari faaliyetlerimizin de önü o kadar açılır.

Sevgili Arkadaşlar,

Bu sene, 40 başarılı genç CEO arasında sadece 6 kadın bulunuyor. Oysa bu sayı, çok daha yüksek olabilirdi. Türkiye’nin kalkınması için, temeli Cumhuriyet devrimlerine dayanan toplumsal cinsiyet eşitliği alanında ilerlememiz gerekiyor. 

Kadınların gücünü hayatın her alanına dahil edemediğimiz sürece; ekonomik, insani ve sosyal kalkınmamızı gerçekleştiremeyiz.

Hedefimiz, kadınların eğitim, çalışma hayatı ve siyasette önünün açık olduğu bir Türkiye olmalıdır. Bu konuda TÜSİAD olarak mottomuz yıllardır aynı: “Tek kanatla geleceğe uçamayız!”.

Değerli Arkadaşlar,

Eğitim, bir ülkenin kalkınmışlık düzeyinin ölçütü ve geleceğinin güvencesidir. Geçmiş yüzyılların düşünce ve eğitim kalıpları ile eğittiğimiz çocuklarımızdan, geleceği inşa etmelerini bekleyemeyiz. 

Gençlerimizi 21. yüzyıl becerileriyle donatmak için analitik, özgür ve yaratıcı düşünme başta olmak üzere bilgi çağının gerektirdiği becerileri önceliklendiren, kapsamlı bir eğitim reformunun hayata geçirilmesi çok önemlidir.

Bu nedenle, TÜSİAD olarak biz, “Fen, teknoloji, mühendislik, matematik” disiplinlerinin birbiriyle bağlantılı şekilde ele alındığı ve “sanat”ın da dahil edildiği “STEM+A” eğitim yaklaşımının okul öncesinden başlayarak tüm eğitim kademelerinde hayata geçirilmesini çok önemli bir gereklilik olarak görüyoruz.

Unutmayalım ki gençlerin çoğunlukta olduğu insan kaynaklarımız, bizim en büyük gücümüzdür. Ve rekabet gücümüzü artırmanın yolu, insanımıza yatırım yapmaktan geçer.

Sevgili Arkadaşlar,

Son olarak, kendi deneyimlerimden hareketle size bazı tavsiyelerde bulunmak isterim:

  • Benim hayallerim, yaşamım boyunca yapmakla bitmeyecek kadar çok oldu. Sizin hayallerinizin daha fazla olduğuna inanıyorum. Tek dileğim hayallerinizi daima çoğaltmanız!
  • Zor şeyler birlikte başarılır. Network’unuzu daha çok geliştirin. Yeni insanlarla tanışmak ve onlarla görüşmek için çaba sarfedin.
  • Hepimizin bu güzel ülkeye fazlasıyla borcu var. Bu topraklardan aldığınızı bu topraklara geri vermenizin en güzel yollarından biri sivil toplum kuruluşlarında görev almaktır. Bana bugün geriye dönüp baktığımda neyi farklı yapardım diye sorulursa, emin olun, “STK’larda daha erken yaşlarda görev alırdım” derim.
  • Hayatta seyirci değil, oyuncu olun!
  • Taşın altına elinizi daha fazla sokun! Bazı şeylerin değişmesi gerekiyorsa, değişime liderlik yapan siz olun.
  • Hedefinize giden yolda asla pes etmeyin, asla vazgeçmeyin. Ve hiçbir zaman karamsar olmayın.
  • Daha iyi günler gelecek. Umudunuzu kaybetmeyin. Biliyorum; bunun aksini söyleyenler olacak. Onlara inanmayın. Umut, korkudan güçlü tek duygudur! Unutmayın “yaşamın olduğu yerde umut vardır.”

Değerli Arkadaşlar,

Bugün dünyada büyük bir rekabet var. Bu rekabette Türkiye’nin güçlü olması için sizin gibi iyi liderlere ihtiyacımız var. Sizler, Türkiye’nin yarınlarısınız. Gelecek için umudumuzsunuz.

Bazı liderler şirketlerinin, bazı liderler ülkelerinin, bazı liderler ise dünyanın kaderini değiştirirler. Sizler, dünyanın kaderini değiştiren bir liderin neslisiniz! Sizler, Atatürk’ün bu ülkenin geleceğini emanet ettiği Türk gençliğisiniz! Mustafa Kemal, bir temeldir. Bir yöndür. Ülkemizi daha iyi yerlere taşımak için, o yolu devam ettirecek olan sizlersiniz. Atatürk’e ve cumhuriyete olan minnet borcunuzu asla unutmayın. 

Sözlerime son verirken, geçen hafta cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e saygısızca yapılan hakareti bir kez daha kınıyorum. Herkes bilmelidir ki; Türk insanını, hatta en çok da Türk kadınını yücelten, insanımızı çağdaş uygarlıklar seviyesine layık gören Atatürk’e sadece Türk milleti değil, bütün dünya saygı duyuyor. Unutmayalım ki; laiklik, demokrasi ve cumhuriyet; var oluşumuzun sigortasıdır. 

Başarılarınızla dolu bir gelecek,  aydınlık bir Türkiye ve dünya temennisiyle hepinizi bir kez daha TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum.






Longplay Dijital Ajans Hizmetleri