Erol Bilecik


İşlem Durum Simge - Process Status Icon
Popup Close
Erol Bilecik
Erol Bilecik Biyografi

TÜSİAD

Konuşmalarım


TBD 35. Ulusal Bilişim Kurultayı, 21.11.2018





Değerli Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Sizi, şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Türkiye Bilişim Derneği’nin sektörün kalbinin attığı bu değerli etkinliğinde sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Bilişim Teknolojileri sektörü, ülkemiz gündeminde hiç olmadığı kadar çok değerli bir noktada! Sektör yıllarca bilgi iletişim teknolojilerinin verimlilik, yeni iş modelleri ve rekabet için önemini vurguladı.

Ne zaman ki 4. Sanayi Devrimi dünya gündemine yerleşti, işte o zaman ülkemizde de bilişim sektörünün önemi daha iyi anlaşılmaya başlandı. Ve şimdi sektör, altın çağını yaşıyor. Artık şunu biliyoruz ki “Hayatımız şans eseri daha iyi hale gelmez, değişimin eseri olarak daha iyi hale gelir.”

Değerli Konuklar,

Shakespeare “Ben zamanımı boşa harcadım ve şimdi de zaman beni boşa harcıyor” demiş. Dolayısıyla, özellikle bu günlerde boşa harcayacak zamanımız yok. İletişim çağındayız! Her şey anlık gerçekleşiyor.

Her yeni gün, dünyanın bir yerinde, yeni bir teknoloji üretiliyor. Kuantum programlama, smart dust gibi teknolojiler halen inovasyon aşamasındayken, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojiler çok kısa bir sürede gündelik hayatımızın bir parçası oldular bile.

2010 yılındaki bir araştırmada artırılmış gerçeklik, veri temelli karar verme ve bulut bilişim, yeni teknolojiler olarak sınıflandırılmıştı. Bugün ise artık “yeni” olarak yapay zeka, 4D baskı ve blok zinciri teknolojilerinden bahsediyoruz. Bugünün yenisi, yarın eskiyor. Zamanı yakalamanın yolu ise hayal gücü, yaratıcılık ve yenilikçi iş gücüne yatırım yapmaktan geçiyor.

Değerli Konuklar,

Böylesine hızlı bir değişim ortamında, rekabet deyince artık ülke sınırlarını değil, küresel büyük resmi gören bir sanayiyi geliştirmeliyiz. TÜSİAD olarak biz, Türkiye’nin çağa uygun, yeni kalkınma hikâyesinin, “Sanayinin Dijital Dönüşümü” üzerinden yazılacağına inanıyoruz.

Bugün küresel rekabet gücünün en belirleyici faktörü, dijital dönüşümdür. Dijital dönüşüm ile dünya ticaretinde köklü dönüşümler yaşanıyor. Çin’in tüm ürünlerde baskın üretici olmasına karşın, ABD, Almanya, Hollanda, İrlanda, Tayvan ve Kore gibi ülkeler ihracat paylarını ve rekabetçi güçlerini bir ölçüde koruyabildiler.

Dünyanın bugüne kadar alıştığı bir anlayış vardı. “Gelişmiş ülkeler teknoloji geliştirir, gelişmekte olan ülkeler ise ürünleri üretir”. Kore ve Çin, son yıllarda geliştirdikleri dijital teknolojilerle bu ezberi bozdu. Bu gelişme devam ederse, uluslararası iş bölümünde köklü dönüşümler yaşanacak. Bugüne kadar ‘böyle gelmiş’ olanlar, artık ‘böyle gitmeyecek. Küresel ticaretin hamurunda artık teknoloji var. Pasta değişiyor, bizim de pastadan alacağımız pay değişmeli.

Değerli Konuklar,

“Hazırlıkla fırsatın bir araya gelmesi, şansı doğurur”. Dijital dönüşüm hızlı ve sürdürülebilir büyümemiz için bir fırsattır. Bu fırsattan yararlanmak için hazırlığımızı iyi yapmamız gerekiyor.

Hazırlığımızı dijital teknolojilerden faydalanacak şekilde yaparsak, Türkiye gelecekte Avrupa’nın “üretim üssü” olarak uluslararası iş bölümündeki konumunu ve gelişmiş ülkeler ile aradaki farkı korur.

Bunun için üç temel koşula sıkı sıkı sarılmalıyız:

  • Nitelikli işgücünün oluşturulması,
  • Fiziki altyapı ve sabit sermaye yatırımlarının önemli ölçüde artırılması,
  • Ve dijital dönüşümü sağlayacak strateji ve politikaların sistemli ve sürekli şekilde uygulanması.

Hedeflerimiz söz konusu olduğunda “Önemli olan uzaklık değil, ilk adımı atabilmektir”. Gelecek için kaygılanmaya gerek yok. “Kaygının tedavisi hareket halinde olmaktır”. İşte o yüzden zaman, harekete geçme zamanıdır.

Değerli Konuklar,

Dijitalleşmeden bahsederken “insan”a ayrı bir parantez açmak isterim.

4. Sanayi Devrimi’nin hızlı ve kapsamlı etkilerini göz önüne aldığımızda, insanın eğitimi ve istihdamı ile ilgili atılacak adımlarda çok daha yenilikçi ve çevik olmamız gerektiği açıktır.

 

Günümüzde ihtiyaç duyulan becerileri karşılamanın yanı sıra, gelecekte ihtiyaç duyulacak beceriler için de bugünden hazırlık yapmamız gerekiyor. Yaptığımız işler yıkıcı teknolojilerle baştan aşağı değişirken, insanımızın bu değişime uyumu ve istihdamı için eğitim-iş dünyası diyaloğu ve birlikte hareket etmek kritik önemdedir.

Bu çağda artık bilimsel düşünen, sorgulayan, araştıran ve yorumlama becerisi olan gençlere ihtiyaç var. Yarının Türkiyesi için ilerici, özgürlükçü, yaratıcı ve sosyal sorumluluk niteliklerine sahip bireyler yetiştirmemiz, birincil önceliğimiz olmalı. Çağdaş bir eğitimle, güçlü bir gelecek hayal değil. Çünkü eğitim, insanları değiştirir; insanlar da dünyayı.

Değerli Konuklar,

Bizi aydınlık yarınlara taşıyacak tren, yakın tarihte istasyona üç kez geldi. Biz maalesef birinci, ikinci, üçüncü sanayi devriminde o trenleri kaçırdık ve bunun sıkıntılarını yaşadık. “Şanslı kişi, yanlış treni kaçırandır”. Ancak, 4. Sanayi Devrimi, tüm zamanların en doğru trenidir. Bunu kaçırmamak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Bu treni de kaçırıp "Belki bir başka sefere" dersek, o "başka sefer" hiç olmayabilir.

 

Evet, ülke olarak zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ancak daha güçlü ve daha mutlu yarınlara ulaşmaktan asla vazgeçmemeliyiz. Mevlana “Her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! Çünkü orası kaderinin değişeceği yerdir” demiş. Türkiye’nin kaderi, Sanayinin Dijital Dönüşümü ile değişecektir!

Bu değerli etkinliğin Türkiye’nin dijitalleşme süreçlerine katkı sağlaması temennisiyle hepinizi tekrar TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

Sevgiyle kalın!






Longplay Dijital Ajans Hizmetleri