Her gün değişimin kaçınılmaz olduğu bir sektörde ayakta kalmaya ve iz bırakmaya çalışıyoruz. Hepimiz için her yeni gün, yeni bir oyun demek ve her gün oyun yeniden başlıyor. Özellikle de dünyanın artık hem homojen hem de çok yapılı tek bir pazar haline geldiği çağımızda. Yeni kuşak girişimcilerin Türkiye için çok iyi fırsatlar yaratacağına inanıyorum. Gençler artık bilinçli bir şekilde Türkiye’yi rekabet dünyasında daha yukarıya taşıyabilecek adımlar atıyor. Bu açıdan genç girişimcilere kendilerini daha iyi yetiştirmelerini, sadece üniversitede gördükleri akademik eğitimle değil, iş hayatındaki temel becerileri de edinerek girişimcilikte yol almalarını tavsiye ediyorum. Çünkü, hayatı daha iyi tanıyan bir konumda olmalılar.
Girişimci olmak için iyi bir fikre sahip olmanın ötesinde yüzlerce vasıf gerekebilir belki ama başarı ve farklılaşma için her sektörde çok çalışmak gerekir. Gençlerimizin özellikle çok çalışma fikriyle barışık olması gerekir. Zira çok çalışmak ve “mesai” vurgusuna takılmadan bunu hayatınızın her anına yayabilmek, rakiplerinizden hep önde olmanızı sağlayacaktır. Unutmayın, uçsuz bucaksız bir alanda iş yapma fırsatınız var. Bu nedenle oyuna katılan değil, oyunu başlatan olun; erken kalkın, erken yol alın ve ilk adımı siz atın.
Girişimcilikte en önemli nokta, vazgeçmemektir. Genç girişimcilerimizin sabırlı olması ve risk alma becerilerini geliştirmeleri gerekir. Ortada bir yenilgi varsa, yenilgiden ders alıp, hızla yeniden ayağa kalkıp yeniden başlamak lazım. Ben ve tüm çalışma arkadaşlarım bu felsefeye çok tutunuruz ve şuna inanırız: Bir şey olmuyorsa daha iyisi olacağındandır!